Hızlı Menü
- ÜROLOJİ POLİKLİNİĞİ
- RADYOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- PEDİATRİ POLİKLİNİĞİ
- ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- NÖROLOJİ POLİKLİNİĞİ
- KBB POLİKLİNİĞİ
- KARDİYOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
- GÖZ HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİ
- GENEL CERRAHİ
- FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
- DAHİLİYE POLİKLİNİĞİ
- CİLDİYE POLİKLİNİĞİ
- BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ
- ANESTEZİ VE REANİMASYON
- DİŞ POLİKLİNİĞİ
- ACİL SERVİS
- ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ
PEDİATRİ POLİKLİNİĞİ
Astım
Astım, çeşitli uyarıcılar nedeniyle solunum yollarını meydana getiren bronşların kasılarak daralması, bronş zarının şişmesi yada balgam gibi yapışkan sıvıların hava yollarını tıkaması ve aşırı duyarlılık sonucu “solunum güçlüğü”ne neden olan bir solunum yolu hastalığıdır.
ASTIMIN NEDENLERİ
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, kalıtımsal etkenlerin önem taşıdığı bilinmektedir. Aynı ailede astıma yakalanma oranı artmaktadır. Astım bulaşıcı bir hastalık değildir. Kişi her yaşta astıma yakalanabilir. Çocukken astıma yakalananlarda iyileşme oranı %50’leri bulmaktadır. İleriki yaşlarda iyileşme oranı düşmektedir.
ASTIMIN BELİRTİLERİ
Hastalarda zaman zaman hırıltılı nefes alıp vermeler, nefes darlığı ve öksürük görülür. Astımda belirtilerin aniden ortaya çıkmasına astım atağı veya astım krizi adı verilir. Bu durumda hastalarda ağır bir nefes darlığı olur. Soğuk hava, sigara dumanı ve kirli hava, mikrobik hastalıklar, aşırı yorgunluk; ağaç ve çiçek polenleri, hayvan tüyleri gibi alerji yapıcı maddeler ve psikolojik bozukluklar astım şikayetleri’ni artırmakta ve Astım Atakları’nı tetiklemektedir.
Hastanın evinde ve çevresinde alınabilecek önlemlerle Astımlı bir hastanın hayatını kolaylaştırmak ve Astım ataklarının önüne bir nebzede olsun geçmek mümkündür.
Öncelikle, evde tüylü hayvan beslenmemeli, varsa dışarıda tutulmalıdır. Sigara, sprey, parfüm gibi duman ve kokular evden uzak tutulmalıdır. Özellikle astımlı kişinin yatak odasındaki halı ve kilim gibi tozu ve küfü çeken eşyalar kaldırılmalıdır. Yatak takımları toz geçirmeyen fermuarlı nevresim takımları ile kaplanmalı, çarşaf ve nevresimler sık sık ve çok sıcak suda yıkanıp güneşte iyice kurutulmalıdır. Ev ve odaları havalandırmaya özen gösterilmelidir.
ASTIM TEDAVİSİ
Tedavide Astım Ataklarını durdurmak için çabuk açıcılar diyebileceğimiz rahatlatıcı ilaçlara ve akciğerleri korumak ve astım ataklarının başlamasını önlemek için de astımdaki temel sorun olan hava yolundaki iltihabın azaltılmasına yönelik olarak koruyucu ilaçlara gereksinim vardır. Korunma yöntemleri ve ilaçların yeterli olmadığı durumlarda aşı tedavisi de uygulanmaktadır.
Astım Tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri doktorunuzun tavsiyelerine aynen uymak ve düzenli kontrollere devam etmektir. Tüm dünyada 150 milyondan fazla astım hastası vardır, ve “1996 Atlanta Yaz Olimpiyatları’na katılan 196 atletin 43’ü astım hastasıydı ve 34’ü astım ilacı kullanıyordu.” Astımla da başarılı bir hayat sürmek mümkündür…
KRONİK BRONŞİT
Kronik bronşit sessiz başlayıp yavaş bir ilerleme göstererek yıllar boyu süren ve sonunda ağır solunum yetmezliğine yol açan bir hastalıktır, iki yıldan uzun bir süre zaman zaman yinelemelerle aylarca süren öksürük ve balgam yakınmaları olan bir hastaya, verem gibi aynı belirtileri veren başka bir hastalık olasılığı elendikten sonra kronik bronşit tanışı konabilir.
Kronik Bronşitin Nedenleri
Kronik bronşitin nedenleri tam ve açık biçimde ortaya konamamıştır. Doğrudan hastalık nedeni değilse de hazırlayıcı üç önemli etken olarak sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolları enfeksiyonları gösterilebilir. Bu etkenler yalnız kronik bronşite değil, yatkınlığı olan kişilerde başka koşullarla birleşerek solunum yolu hastalıklarına da yol açmaktadır. Doğumdan başlayarak var olan kişisel yatkınlığın pek önemli olmadığı, hastalığın gelişmesinde kötü sağlık koşullannın ve kötü alışkanlıkların belirleyici olduğu kabul edilmektedir.
Sigara dumanı ve hava kirliliği bronş ağacında mukus yapımım artıran en önemli etkenlerdir. Bunlara bir enfeksiyonun da eklenmesiyle bronş mu-kozasının hastalanması kolaylaşır.
Hava kirliliğine yol açan gaz ve tozların özellikle sanayi bölgelerinde oldukça belirleyici etkisi vardır. Amonyak, aseton, asetik asit, hidroklorik asit, hidroflüorik asit, metal buharları, hidrojen sülfür ve kükürt dioksit son derece zararlıdır.
Hava kirliliğinin önemini belirleme-ye yönelik istatistik incelemeler, kronik bronşit olgulannın ve bu hastalıktan ölüm oranının artışı ile mevsimlik sis yoğunluğunun özellikle de havadaki kükürt dioksit ve sisle karışık duman (smog) yoğunluğunun artışı arasında çok yakın bir ilişki olduğunu göstermiştir.
Kronik Bronşitin Belirtileri
Hastalığın en önemli belirti si kuru ya da balgamlı öksürüktür. Ama balgam yutağa gelince dışarı atılmak yerine yutula-bilir. Ateş genellikle hafiftir. Solunum zorlaşmıştır ve solunum sorunları ön plandadır. Nefes darlığı, fiziksel güç harcama durumunda hastanın hareketlerim kısıtlayacak ölçüde artabilir. Nefes darlığının nedenim anlamak için kronik bronşite bağlı olarak akciğerlerde ortaya çıkan değişiklikleri bilmek gerekir. Bronşların hava geçişini sağlayan iç boşluğu, bir yandan eksüda ve mukoza salgısının artarak birikmesi, öte yandan bronş duvarının damarlardan sızan sıvı nedeniyle şişerek kalınlaşması sonucun-da önemli ölçüde daralmıştır.
Hastalık sırasında bronş duvarındaki esnek liflerin yerini sert bağdoku lifleri alır. Bu nedenle esnekliği azalan bronşlar solunum sırasında yeterince genişleyemez. Bütün bu değişiklikler solunum hareketlerine karşı direnen bir güç oluşturur. Akciğer-lere giren hava akımı aşın ölçüde sınırlanır ve ancak dinlenme sırasındaki gereksinimi karşılayabilir.
Vücudun oksijen gereksinimini artıran kas hareketleri sırasında bütün dengeler altüst olur. Nefes darlığı, yani son derece zorlukla sürdürülen yetersiz solunum gözlenir. Hasta dinlenmek zorunda kalır. Nefes darlığı nedeniyle karşılanamayan hızlı soluma gereksinimi, akciğerlerin daha çok kanı oksijenlendirebil-mek için daha hızlı çalışmak zorunda kalmasmın sonucudur. Fiziksel güç har-candığında dokularda oksijen gereksinimi ve karbon dioksit üretimi artar. Bron-şitli hastanın akciğerleri, kana yeterli oksijen sağlayabilecek durumda değildir. Sonuçta dolaşımdaki kanda oksijen miktarı azalır. Oksijen açığım kapatmak için solunum hareketleri daha sık ve derindir. Hasta sıkıntıyla hava gereksinimi duyar, yani nefes darlığından yakınır.
Kronik Bronşit Tedavisi
Alınması gereken ilk önlem sigaranın bırakılmasıdır. Kronik bronşitin geliş-mesinde sigaranın baş sorumlu olduğu genel olarak kabul edilen bir gerçektir. Uzun süre sigara içen bir hasta sigarayı bıraktığında ya da azalttığında özellikle sabah yataktan kalkınca yaşanan sıkıntılı öksürük nöbetleri ve çıkarılan balgamın kısa sürede ortadan kalktığı, solunumun kolaylaştığı ve genel sağlık durumunun hızla düzeldiği gözlenir. Böylece sigaranın kronik bronşit gelişimindeki etkisi, sigara bırakıldığında gözlenen sonuçlara bakılarak kolayca kanıtlanabilir.
Hava kirliliği önemli bir sorundur. Çoğu zaman bireysel çözümlerin ötesi-ne taşmakla birlikte, kirli havayı solumaktan özenle kaçınmak gerekir.
Solunum sisteminin hava kiriiliğine de bağlı olarak gelişen kronik hastalık-lanndan ölüm oranı son derece yüksektir. Bu durum sanayi merkezleri ve büyük şehirlerden elde edilen istatistik verilerde açık biçimde ortaya çıkar. Bu verilere göre kronik solunum sistemi hastalıklarından ölüm, kalp damar has-talıklanndan ölüm oranının ardından ikinci sırayı almaktadır. Bu nedenle kronik bronşit hastalarının havanın kirli olduğu yerlerden uzak durması yaşamsal bir önem taşır. Bu hastalar yılm belirli zamanlarım, özellikle kış aylannda sis görülmeyen, nem oranı düşük, yumuşak ve ılıman bir havası olan bölgelerde geçirmeye özen göstermelidirler.
Bronşitin yinelenme ve kronikleşme eğilimi gösterdiği hastaların, tozlu ya da zararlı gazlara açık bir ortamda çalışıyorlarsa, meslek değiştirmeleri gerekebilir.
Enfeksiyon etkeni olan bakteri ve virüslerin solunum yollanna girişi engellenemez; ama kış aylarında görülen salgın hastalıklarda bulaşmaya karşı genel önlemler alınabilir. Öte yandan mikropların gelişmesine uygun bir ortamın oluşması da engellenebilir.
Kış aylannda yaygın olarak görülen akut bronşit olgulannda yatakta dinlen-meye özen göstetirimeli, iyileşme dönemi evde geçirilmelidir. Böylece hem soğuktan ve ani sıcaklık değişimlerinden korunma sağlanır, hem de solunum yolları için son derece zararlı olan sis ve kirli dumanın solunması önlenir.
Aşrıya kaçmamak koşuluyla hastanın bulunduğu ortam iyi ısıtılmalı, nem oranı yeterli olmalıdır. Bu nedenle radyatör ya da sobaların üstünde su bulundurulmalıdır. Kronik bronşitli hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlar hastanın ve hastalığın durumuna göre seçilir.
Doğrudan solunum yoluna uygulanan ilaçlar ve solunum alıştırmaları kronik bronşitte çok yararlı olmaktadır.
Solunum tedavisi uygun bir alet ile çeşitli ilaçların aerosol olarak püskürtülmesi biçiminde uygulanır. Bu yöntemle antibiyotik, balgam söktürücü, bronş genişletici ve iltihap giderici ilaçlar verilebilir.
ilacın doğrudan solunum yoluna verilmesi, sindirim sisteminden ve kandan geçerek zararlı etkiler yaratmasını engeller. Bu yöntemle ilaç, etkilenmesi istenen dokuya doğrudan ulaştırılabilir.
Antibiyotik tedavisi yıllarca son derece gelişigüzel uygulanmıştır. Özellikle kış aylannda koruyucu antibiyotik tedavileri bile yapılıyordu. Artık günümüzde bu yaklaşım geçerliliğim yitirmiştir. Antibiyotik tedavisi yalnızca ateş, öksürük ve aşın balgam çıkarma gibi enfeksiyon belirtilerinin alevlendiği durumlarda uygulanır. Bu uygulama için sorumlu bakterileri ve doğru antibiyotiği saptamak amacıyla balgam kültürü alınmalı, antibiyogram yapılmalıdır. Böylece hastalık etkenine karşı etkili olan antibiyotik belirlenebilir.