Hızlı Menü
- ÜROLOJİ POLİKLİNİĞİ
- RADYOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- PEDİATRİ POLİKLİNİĞİ
- ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- NÖROLOJİ POLİKLİNİĞİ
- KBB POLİKLİNİĞİ
- KARDİYOLOJİ POLİKLİNİĞİ
- KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
- GÖZ HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİ
- GENEL CERRAHİ
- FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
- DAHİLİYE POLİKLİNİĞİ
- CİLDİYE POLİKLİNİĞİ
- BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ
- ANESTEZİ VE REANİMASYON
- DİŞ POLİKLİNİĞİ
- ACİL SERVİS
- ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ
ÜROLOJİ POLİKLİNİĞİ
Prostat Hastalıkları
Erkeklerin yaşam kalitesini en fazla etkileyen sağlık sorunları arasında başı prostat hastalıkları çekiyor. Prostattaki enfeksiyonlar, büyüme ve kanser nedeniyle milyonlarca erkek ciddi sorunlar yaşıyor. Prostat Tipleri Prostatın üç tip hastalığı var. Enfeksiyon, iyi huylu büyüme ve kanser… Tabi özellikle enfeksiyon hastalıkları her yaşta olabilir ama daha çok genç yaşlarda özellikle prostatın iyi huylu irileşmesi, büyümesi ve kanserde özellikle 45-50 yaştan sonra erkeklerde gördüğümüz hastalıklar. Zemin Oluşturan Faktörler Prostat enfeksiyonlarına zemin oluşturan faktörler eğer enfeksiyonları gözönüne alırsak, idrar yolunun her türlü enfeksiyonları, yani böbrekten kaynaklanan, idrar kesitinden kaynaklanan enfeksiyonlar veya fiziksel yolla bulaşan hastalıklar, enfeksiyonlar, prostatif dediğimiz prostat iltihabına yolaçabiliyor. Bunun dışında prostattan iyi huylu iyileşmesi veya prostat kanseri tabi çok farklı nedenlerle gelişebiliyor. Bir takım teoriler var bu konularda da… Örneğin prostatın iyi huylu irileşmesi, büyümesi, özellikle 30 yaşında başlayan bir süreç ama erkeklerde 50 yaş gibi ortaya çıkmaya başlıyor. Özellikle androjen leseptörlerinde artmayan erkeklilik hormonuna bir yerde duyarlılığın artması prostat dokusunda. Bir takım büyüme faktörlerinin yine olaya katılmasıyla iyi huylu iyileşmeler ortaya çıkabiliyor. Prostat enfeksiyonunun tekrarlama durumu ile ilgili olarak ise Prostat enfeksiyonları veya prostatif hastalığı iki türlü görebiliriz. Biri akut prostatif çok ağır, çok gürültülü bir tablodur. Çok sık idrara gitme, 10 dakikada 20 dakikada bir hatta, çok ağrılı idrar etmeyle birlikte seyreden bir hastalık akut prostatif. Tabi ki bu da çok erken dönemde damardan veya adaleden yapılacak antibiyotik tedavisiyle hastaları tedavi edebiliriz. Ancak bu hastalığın müzminleşmesi ayrı bir olay. Tabi burada yeterli veya uygun antibiyotik tedavisiyle kronik prostatifi tedavi etmek mümkün. Ama gerçekten bir takım nedenlerle bu ya bakterinin çok hastalık yapma özelliğinin fazla olması. Veya uygun antibiyotiğin seçilememesi hastalığın tekrarlanmasına yolaçabiliyor. Ayrıca iyi tedavi edilemezse çok önemli sonuçlar açmıyor. Belki bir prostat iltihabı geçiren bir hastada bir odakta prostatın içinde yine bir enfeksiyon ajanı, bir bakteri yıllarda duruyor. Ama özellikle kişi bir akut diliminde şikayet veriyor, zarar veriyor. Onun dışında prostat kanserinde bu tip enfeksiyonların rolü var mı? Bunlar araştırılmış. Çok az da olsa rolü olabileceği iddia edilmiş ama günümüzde gerçekten bunun kanıtı yok. Tedavi Planı Kanser olmadığı kanısına vardıktan sonra tedavinin nasıl planlandığını açıklayan Op.Dr.Hakan NAS, ilaçla tedavi ve cerrahi yöntem konusunda bilgi verdi: “Bize idrar yakınmalarıyla gelen veya normal kontrollerde değerlendirdiğimiz hastalarda prostat kanseri olup olmadığını bir defa ekarte etmemiz lazım. Eğer kanser varsa tedavisi farklı ama iyi huylu prostat büyümesiyse ve tedavi gerektiriyorsa, hastaya şikayet verdiği için tedavi gerektiriyorsa veya bazen idrar yollarında böbrekleri bozma potansiyeli olduğu zaman bir prostat iyileşmesi, o zaman bir tedavi uygulanması gerekiyor. Tıbbi tedavi bugün birçok hastada uygulanıyor. Belki bundan 15-20 yıl önce ameliyat ettiğimiz bir çok hastayı veya aynı tipteki hastayı bugün bir çoğunu ameliyat etmiyoruz. Çünkü prostatı küçültebilen veya idrar yollarını açarak hastaların daha rahat idrar yapmasını sağlayan bir takım ilaçlar var. Bunlar gerçekten hastaya yarar sağlıyor. Ama artık pek idrar yapamaz hale gelmiş, yani prostat idrar yolunu tamamen tıkamış veya ilaçlara rağmen şikayetleri çok fazla olan ve bunun ötesinde prostat, idrar yolunu tıkamış, idrar kesesinin hacmi artmış, böbreklerde genişleme başlamış… Burada sağlığı ciddi tehdit eden bir boyuta ulaşmışsa, o zaman cerrahi tedavi yani ameliyat uyguluyoruz.” Cerrahi (Açık ve Kapalı Ameliyatlar) Ameliyat olmak, genellikle prostat problemi olan hastaların endişe ettiği bir şey. Birçok hasta, ameliyatın yan etkileri nedeniyle cinsel yaşamlarının zarar göreceğini düşünüyor. Kapalı ameliyat ve açık ameliyat diye iki ayrı yöntem uygulanıyor. Açık ameliyat klasik cerrahi, kapalı yöntem de zaten tıpta son yıllarda hakim olan bir eğilim. Daha az travmayla hastalara müdahale ediliyor. Kapalı ameliyatların üstünlükleri ve cinsel yaşamın etkilenme oranını klasik cerrahiye göre karşılaştırdı: “Sonuçta iyi huylu prostat iyileşmesinde idrar yolunu tıkayan prostat dokusu bir ameliyatta çıkartılıyor. Gerçekten sonra yıllarda kapalı ameliyatlar çok gündemde. Ama yine oran olarak bakacak olursak, dünyada yine yüzde 90 kapalı ameliyat, yüzde 10 açık ameliyat… Prostat çok büyük ise, yani kapalı ameliyatla prostatı almak çok uzun sürecekse o zaman açık ameliyat uygulanıyor. Aslında kişiye verdiği cinsel açısından olumsuzluklar ikisinde de benzer. Cinsellik açısından herhangi bir kayıp yok. Ama bir tek cinsel boşalmada meni dışarı gelmiyor, bir tek kayıp bu… Bu da kapalı ameliyatlarda oran yüzde 50, belki açık ameliyatlarda oran yüzde 80, 90’a kadar varabiliyor. Yani, hala ameliyat olmuş bazı hastaların cinsel temasta menileri dışarı gelebiliyor, bu ameliyattan sonra… İlle de mesaneye, idrar kesesine gidecek orada idrarla atılacak bir kural yok. Prostat Büyümesi ve Kanser Riski İyi huylu prostat irileşmesi kanser riskini düşürmüyor. Bir başka deyişle, iyi huylu prostat irileşmesi nedeniyle geçirilecek bir ameliyat da kanser riskini azaltmıyor. Çünkü prostat kanseri özellikle prostatın kabuk kısmından gelişiyor. Ve iyi huylu prostat ameliyatlarında bu bölge alınmıyor. Kanser olmasın diye de ileride uygulanabilecek bir tedavi maalesef yok. Var aslında ama belki bu riski azaltmak için, bunun faturası da ağır. Yani, erkeklik hormonunu kesersek, belki genç yaşlarda erkeklik hormonunu tamamen vücuttan kaldırdığınız zaman iyi huylu prostat irileşmesi de olmuyor. Kanser de gelişmiyor. Ama tabi ki bu hiçbir zaman bir tedavi yöntemi değildir. Erken Tanı Prostat kanserinin erken tanısı ile ilgili olarak 50 yaşından sonra her erkek her yıl bazı muayene ve testleri yaptırmalıdır. Eğer ailede geçmiş jenerasyonda babada, amcada prostat kanseri varsa, veya kardeşinde varsa, burada risk biraz daha artıyor. Çünkü yüzde 8-9 oranında bugün gösterilmiş ki kalıtımsal bir risk var prostat kanserinde de… Bu nedenle 45 yaşından sonra eğer risk varsa, yoksa 50 yaşından sonra her yıl periyodik muayeneler, parmakla makattan prostat muayenesidir. Eğer sertlik varsa prostatta, tabi kural değil, ille kanser çıkacak değil, kanser şüphemizi arttırıyor. Kanda psa dediğimiz enzimleri söyleyelim. Normal olması gerekenden… Çünkü her yaşta belli miktarda olması lazım. İlerleyen yaşta artıyor bu enzimin kandaki düzeyi, normal bireylerde de… Eğer böyle bir risk varsa, o zaman prostat biyopsisi dediğimiz bir yöntem gerekiyor ki. Bu iğne biyopsisi, makattan yapılan bir biyopsidir. Bu şekilde prostat kanserinde erken tanı koymak bu yöntemlerle mümkündür. Kanser Tedavisinde Evreler Prostat kanseri, yani prostatın içinde yakalandığı için tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Bir laf var, kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun, gibi. Prostat kanseri için bu çok geçerlidir. Prostatın dışına taştıktan sonra çünkü günümüzdeki bu kadar gelişmiş tedavi yöntemleri bile, kemoterapiler, radyoterapiler veya hormon tedavisi uyguluyoruz, ilerlemiş prostat kanserinde. Tabi bunlar belli süre çözüm getiriyor ama kalıcı iyileşme sağlamıyor. O yüzden erken tanı çok önemlidir. Erken teşhis edilen prostat kanseri kesinlikle tedavi edilebilen bir kanser türüdür.Prostat kanseri, tabi prostatın dışına çıkıp, çevre dokularına bulunduğu yerde yayılabiliyor. Lenf düğümlerine yayılabiliyor. Ve en çok da uzak metastaz dediğimiz zaman kemik metastazları yapabiliyor. Erkeklerde prostat kanseri, bugün kolon ve akciğer kanserlerinin önüne geçti. Amerika’da her yıl 200 bin yeni hasta teşhis ediliyor. Ve 38 bin kişi prostat kanserinden ölüyor. İşte bunlar daha kemik metastazları olan hastalar. Burada tabi ki bunun kesin tedavisi hiçbir zaman yok, günümüzdeki koşullarda. Ama en azından yaşam süresini uzatan veya kemik ağrıları, kemik kırıkları, bunları da düşünürsek, yaşam kalitesini iyileştiren hormon tedavileri uygulanıyor. Ya dışarıdan ilaç vererek ya da yumurtalıkların çıkartılmasıyla hormonal tedavi yarar sağlıyor ama tabi belli bir süre içindir. Erken evrede yakalanılan prostat kanserinin eğer prostatı tam sınırdaysa ve prostat dışına taşmadıysa, uygun tedavi de yapılmışsa, tabi hastanın yaşına, tümörüne ve genel durumuna uygun tedavi yapılmışsa… Bazen 60 yaşında ciddi kalp yetmezliği olan veya akciğer sorunu olan veya bir başka hastalığı bir kişiye ameliyat yapmak belki biraz daha invaziv bir yaklaşım olabilir. Böyle bir hasta için de radyoterapi uygulanabilir. Ama sağlıklı bir 60 yaşındaki insan için bugünkü, radikal sistemde ameliyatın çok uzun sürelerde yapılmış kontrollerde hayat kesin şifa verdiğini söyleyebiliriz. PSA Yöntemi Kadınlarda rahim ağzı kanserlerine karşı erken tanı yöntemi olan papsimir yöntemi var. Altı ayda bir, yılda bir, belirli zamanlarda alınması öngörülüyor. Erkeklerde de psa dediğimiz tanı yöntemi uygulanıyor. Yaşa özgü, spesifik psa değerleri var. Yani, 40-50 yaş arası, 50-60 yaş arası olması gereken değerler. Eğer bu değerlerin üzerindeyse psa, risk artıyor. Ama, kronik bir prostatif ya da akut bir idrar yolu enfeksiyonu veya mesela idrar yoluna sonda takma, katetel takma, bu bile psa’yı yükselten sebep olabilir. Eğer böyle bir sebep yok, psa, ardarda yapılan ölçümlerde yaşa göre değerlendirdiğimizde daha yüksek çıkıyorsa, şüphemiz kuvvetleniyor. Ama bir de makattan muayenede prostatta sertlik bulmuşsak, o zaman bu şüphe daha kuvvet kazanıyor. O zaman da artık prostat biyopsisine kadar hastayı götürüyoruz.